Saf Su Cihazı Modelleri ve Fiyatları medipure.com.tr de: 0850 302 27 40


Biyokimya

Biyokimya Uygulama ve Teknikleri

Biyokimya Nedir?

Biyokimya; bitki, hayvan ve mikroorganizma biçimindeki bütün canlıların yapısında yer alan kimyasal maddeleri ve canlının yaşamı boyunca sürüp giden kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalıdır.

Klinik Biyokimya Nedir?

Klinik biyokimya; hastalığın teşhisi, tedavisi ve izlenmesini desteklemek için vücut sıvıları ve dokuları üzerinde gerçekleştirilen çok çeşitli Invitro kimyasal ve biyokimyasal testlerin metodolojisi ve yorumuyla ilgilidir.

Biyokimya Uygulamaları Nasıl Yapılır?

Biyokimya laboratuvarları; büyük, tam otomatik analizörler kullanarak iki farklı tipte teşhis testi (klinik kimya ve immünolojik testler) sağlar. Bu aletler ya manuel olarak yüklenir ya da mekanik olarak hasta numune tüpleriyle beslenir - genellikle tam kan veya serum, ayrıca balgam, idrar veya dışkı - daha fazla kullanıcı etkileşimi olmadan uçtan uca işleme ve analiz sağlar.

Çoğu klinik kimya testi, kolorimetrik yöntemlere veya iyon seçici elektrot teknolojilerine dayanırken, immünolojik testler, geniş bir karmaşık biyobelirteç yelpazesinin tespitine olanak sağlamak için bir antikor veya enzimatik hedef tanıma elemanını floresan veya lüminesans tabanlı okuma ile birleştirir. Bu çeşitli test türleri ve saptama teknolojileri, test portföylerine ve çıktı gereksinimlerine bağlı olarak ayrı, özel cihazlarda gerçekleştirilebilir veya tek bir yüksek hacimli platformda birleştirilebilir.

Klinik Biyokimya Ne İçin Kullanılır?

Klinik biyokimya; hastaların tanı ve bakımına yardımcı olmak için hastanelerde yapılan tüm patoloji testlerinin büyük bir bölümünü oluşturur. Hastanın klinik sunumuna ve geçmişine bağlı olarak rutin olarak test edilen çok sayıda farklı biyobelirteç vardır. Bunlar, basit testlerden karaciğer veya böbrek fonksiyonunu kontrol etmeye veya kötüye kullanılan bir ilacın varlığını belirlemeye, hormon dengesizliğine veya terapötik ilaçların etkinliğine bakan karmaşık zaman süreci çalışmalarına kadar uzanır.

Klinik Biyokimya Testleri Neden Yapılır?

Bir hastanın vücut sıvılarını spesifikbiyobelirteçlerin varlığı veya yokluğu açısından test etmek, bu hastaların durumunun kesin teşhisinin yanı sıra uygulanan tedavilerin etkililiğinin bir göstergesini sağlamaya yardımcı olabilir.

Saf Su Kalitesi Biyokimya Tekniklerini Nasıl Etkiler? 

Biyokimya, sıvıların veya süspansiyonların test edilmesine dayandığından, reaktiflerin, numunelerin ve deterjanların seyreltilmesinden reaksiyon kaplarının ve numune problarının yıkanmasına kadar numune işlemenin hemen hemen her aşamasında yüksek kaliteli su gerekir. Kötü su kalitesi hem testlerin kendisini etkileyebilir.Yanlış veya yanıltıcı sonuçlara yol açar. Safsu kalitesinin yetersiz olması, Analizörlerin genel çalışmasını etkileyerek arıza olasılığını artırır.

Biyokimya Test Sonuçlarını Etkileyen Sudaki Maddeler Nelerdir?

Biyokimya ve Klinik Biyokimya analizörlerinin performansını etkileyen temel su problemleri; partiküller, iyonlar, bakteriler ve bakteriyel yan ürünler ile organiklerdir.

Partiküller:
Numune ve reaktiflerin çok düşük hacimlerde kullanılması nedeniyle, pipetleme işlemleri sırasında partiküllerin varlığı, reaksiyon kabına tutarsız hacimlerde reaktiflere ve / veya numunelerin eklenmesine yol açarak tahlillerin hem özgüllüğünü hem de hassasiyetini azaltabilir. Ek olarak, partiküller reaksiyon karışımının opaklığını artırarak hassasiyette daha fazla azalmaya yol açabilir.

Çözünmeyen veya düşük çözünürlüğe sahip partiküller, sıvı transferleri için kullanılan kılcal damarları bloke ederek ve sıvı bağlantılarında ve sınırlarında tortuların veya ölçeklenmenin oluşmasına neden olarak, bakteri büyümesini ve biyofilm oluşumunu teşvik ederek analizörün çalışmasını da etkileyebilir.

İyonlar:
İyonik kirlenme, çeşitli kimya testleri ve immünolojik testlerin performansını etkileyen sorunlar. Örneğin, yıkama suyundaki iyonlar çapraz kontaminasyona / taşınmaya yol açabilirken, seyreltici veya standartlardaki iyonlar reaktiflerin stabilitesini etkileyerek zamanla kaymaya ve doğruluk kaybına yol açabilir. Bu tip kontaminasyondan kaynaklanan düşük direnç, ayrıca aşırı reaktif tüketimi ve israfı ile daha sık kalibrasyon ihtiyacına yol açarak test sürelerini ve maliyetlerini artırabilir.

Bakteri ve Bakteriyel Yan Ürünler:
Analizör su kaynaklarında bakteri varlığı hem genel cihaz performansını hem de test sonuçlarını çeşitli şekillerde etkileyebilir. Partiküllere benzer şekilde, sıvı yolu boyunca tıkanmalara veya birikintilere neden olarak sıvı transferlerinin doğruluğunu ve yıkama sistemlerinin verimliliğini azaltırlar. Test performansı, reaksiyon karışımlarının opaklığını artıran - hassasiyeti azaltan - ve örneklerin ve reaktiflerin stabilitesini azaltan bakteri büyümesinden de etkilenebilir. Benzer şekilde, çeşitli bakteriyel yan ürünler, tahlil kimyalarına veya bağlanmaya doğrudan müdahale edebilir. Örneğin, Pseudomonasaeruginosa gibi bakterilerden salınan floresein bazlı boyalar, kalibrasyon sırasında yüksek boşluklara ve aralık dışı standartlara ve ayrıca yanlış pozitif sonuçlara yol açabilir.

Organikler:
Çeşitli organik bileşikler, tahlil performansına ve saptamaya doğrudan veya dolaylı olarak müdahale edebilir. Girişimin kesin mekanizması ve derecesi, kirletici madde, analit ve saptama yöntemine bağlı olarak önemli ölçüde farklılık göstererek, öngörülemeyen ve tutarsız sonuçlara yol açar. Örneğin, karboksilik asitler, aktif bölgelere bağlanarak ve ko-faktör metallerle kompleks oluşturarak enzim aktivitesine ve immünoanalizlere müdahale edebilir. Diğer organikler, enzimleri farklı mekanizmalar yoluyla inhibe edebilir ve flüoresan saptamayı etkileyebilir.

Biyokimya Uygulamaları için Gerekli Saf Su Kalitesi Nedir?

Birleşik devletlerdeki klinik laboratuvarların akreditasyonundan sorumlu uluslararası tanınmış kuruluş olan College of AmericanPathologists (CAP), biyokimya uygulama ve testlerinde yaşanması muhtemel su kaynaklı sorunları önlemek için, laboratuvar testlerinde herhangi bir uygulama için kullanılan tüm suyun, CLSI tarafından minimum olarak belirtilen Klinik Laboratuvar Reaktif Suyu (CLRW) standardı. Ek olarak, cihaz besleme suyu, doğru ve tekrarlanabilir sonuçlar elde etmek için cihaz üreticisinin spesifikasyonlarını karşılamalıdır.

Bu standart CLRW standartlarından daha katıdır -.CLRW direnç özelliği> 10 MΩ.cm, iyonik safsızlıkların konsantrasyonlarını ppb veya daha düşük seviyelerle sınırlar ve karbondioksitin ortadan kaldırılmasını gerektirir. Bu, çoğu klinik çalışma için yeterlidir, ancak eser elementlerin belirlenmesi gerektiğinde, direncin çok daha yüksek olması gerekir - 16,00-20,00 MΩ.cm'de. Benzer şekilde, CLRW partiküllerin uzaklaştırılması için filtrasyona dayanır, ancak belirtilen 0,2 μm filtreler, modern klinik testlerde kullanılan çok düşük sıvı hacimleri, sürekli değiştirilme gereği ile kullanışsız ve yetersizdir.

CLRW'deki<500 ppb'lik TOC spesifikasyonu, önceki standartların bir yansımasıdır ve yine de, düşük hacimli deneyleri tehlikeye atabilecek çok çeşitli organik bileşiklerin (karboksilik asitler ve poliaromatikler gibi) varlığına yol açabilir. Bakteriyel kontaminasyon ayrıca, biyofilm oluşumunu ve devam eden sorunları önlemek için sürekli olarak düşük seviyelerde kontaminasyon gerektiren, analiz cihazının tüm yönleri üzerinde ciddi etkilere sahiptir.

Bu nedenle, Biyokimya ve klinik biyokimya için kullanılan saf su cihazlarının amaca uygun olduğu doğrulanmalıdır ve CLSI, su saflığının elde edilmesini ve sürdürülmesini sağlamak için su sistemi parametrelerinin titiz bir şekilde trendlenmesine olan ihtiyacı vurgulamaktadır.

Biyokimya Uygulama ve Testleri için Hangi Saf Su Cihazı Kullanılmalı?

Cihaz besleme suyunun saflığı, tam otomatik klinik kimya ve immünolojik test analizörlerinin sorunsuz ve tutarlı çalışması için çok önemlidir. Yüksek verimli enstrümantasyon ve yüksek hassasiyet, düşük hacimli tahlillerin kombinasyonu, sonuçların uzun vadeli doğruluğunu sağlamak için minimum partikül, iyonik, organik, bakteriyel ve bakteriyel yan ürün içeriğine sahip çok yüksek saflıkta su gerektirir. MEDİPURE’ un geniş su arıtma sistemleri yelpazesi, dünya çapındaki klinik laboratuvarların, hasta testlerinin su kirliliklerinden etkilenmemesini sağlamasına yardımcı olur.

Geleneksel 4. Nesil ve yüksek teknolojili 5. Nesil cihazlarda sıklıkla görülen kontaminasyon yoğunlaşması ve TOC değerlerindeki düzensizliki bu tür cihazların tamamında saflaştırmanın Looping uygulaması (Sirkülasyon) yöntemi ile yapılmasından kaynaklanmaktadır: Zîra bu cihazların düzenli aralıklar ile sanitize edilmesini zorunlu kılmaktadır.

Dünya 'da sadece Medipure 'da bulunan EMIS, Direct Loop ve Online akış sistemi sayesinde üretilen her damla su, sirkülasyon ve iç çevrim kullanılmadan direk olarak üretilmektedir. Ayrıca Sanitasyonu tamamen ortadan kaldırmak amacı ile yine Dünya 'da sadece Medipure un 6. Nesil cihazlarında kullanılan her kalkış ve duruşta kendisini ve su aksamlarını otomatik temizleme özelliği sayesinde, cihaz ve sistemler içerisinde teorik olarak olması muhtemel en düşük nanometre boyutlarına kadar indirgenebildiği aktif uygulamalarda gözlemlenmiştir.

 

Hızlı iletişim
  • 0850 302 27 40
  • global@medipure.com.tr
Bize Ulaşın
Hızlı iletişim

WhatsApp
Hemen Ara